Güzel fotoğraflar (yanlış anlaşılmasın benimkiler değil:))


İçimde bir şeyleri harekete geçiren, bir yerlere dokunan ya da sadece gözüme hoş gelen fotoğraflara bakmak bana keyif verdiği kadar ağlama isteği de uyandırıyor çoğunlukla. Bir türlü tatmin edemediğim bir fotoğraf hevesim var. İstediğim gibi olmuyor, olamıyor. Hoş çaba da göstermiyorum ya, yine de daha iyisi, daha tekniği, daha güzeli olsun istiyorum. Çekmeyerek nasıl olacak onu da bilemiyorum. Haftada bir anlamsız da olsa, hakkında yazacak birşey bulamasam da çektiğim fotoğrafları paylaşsam ya burada.
Diyorum ama yapabilecek miyim bakalım...


Heyecanlıyız bu ara. Geçen seneden beri Defne defalarca gösteriye çıktı ama bu seferki ciddi. Bale okulunun gösterisi var bu kez. Kıyafeti geldi, öğretmeni giymeyin dediği halde bir kerecik giyildi, fotoğraflar çekildi. Haftaya bugün büyük gün.


Bu arada balkonda çok zaman geçirdik. Çiçekler diktik, saksıları değiştirdik. Kavga dövüş, kıkır kıkır, bağırış çağırış yaptık birşeyler. Halaa ama halaaa bir masa alamadım. Evren duy artık sesimi:)



Bu kırmızı çiçek nedir bilmiyorum ama coştu, çok güzel oldu. Aynı performansı hala uykudaki sardunyalarımdan da bekliyorum. Çok nazlılar bu sene. Ne zaman açacaklar da izleyeceğiz?


Bugünlük bu kadar, görüşmek üzere...

Defne 5 Yaşında

Doğduğunda nasıl büyüyecek, nasıl bakacağız dediğimiz bebek hakkaten kocaman kız oldu. Zaman çok hızlısın. Bazen bu akılı bu güzel çocuk benim mi diyorum hala, tıpkı bu şımarık bu söz dinlemez çocuk benim mi dediğim gibi:) Her hali güzel, hep sağlıklı hep mutlu olsun, yüzü hep gülsün... Başka ne isterim ki?










Gül&kelebek


Defne tam 5 yaşına girdi biz buralarda yokken. Bu ısınma olsun, yarın da parti fotoğraflarından ekleyeyim biraz.
Çok çok sevgiler bizden...

ASEL


Keçelerle oynamaya devam ettim bir süre, hep hediyeydi bunlar. Ben anladım ki sadece bu şekilde çalışabiliyorum. Sevdiklerime, içimden gelerek, seve seve birşeyler yapabiliyorum ancak. Azcık daha vaktim ve enerjim olsa daha kimlere neler neler yapacağım ama...

Defne'nin fotoğraflarını eklemiyorum sanırım uzun zamandır. Biraz bilinçli, biraz tesadüfi oldu ama eskisi gibi bol bol, açık seçik fotoğraflarını ekleyemiyorum, bir süredir huzursuz oluyorum.
Çok büyüdü, eve getirdiği ödevleri bir telaş yapıyor şimdilik.


Bugün yine pazartesi, benim günüm. Çayımı demledim, içeceğim az sonra. Kitabım bir yandan yeni elişim diğer yandan göz kırpıyor bana. Bu arada hani başlamıştım ya bu tabloya, o bitti:)) Instagramda bitmiş halini paylaşmıştım ama nedense buraya daha fazla özendiğimden çerçevelenmeden koymak istemedim. Umarım çok sürünmez.

İyi haftalar...


Home is...


Bir önceki posta gelen yorumların şevki ile arayı açmadan tek fotoğraflık, birkaç cümlelik de olsa birşeyler yazmak istedim. Öncelikle teşekkürler tabi, orada birilerinin olduğunu bilmek güzel:)

Hızlı bir hafta, eğlenceli ve yorucu bir cumartesi ve miskin pazarın ardından bu hafta hızlı başladı ve öyle de gidecek. Biraz enerji lazım. Ben şimdi o enerjiyi toplamaya çalışıyorum. Defne babasıyla balede, onlar gelene kadar geçecek zamansa bana ait. Ev pismiş kimin umurunda... Ben çerçevemi düzenledim, yarım etaminimle uğraştım (az kaldı), fotoğraf çektim, post yazdım, biraz keyfimi yerine getirmeye çalıştım. Hem en önemlisi o değil mi? Karınımız da bir şekilde doyar herhalde:)

İyi haftalar...

Ne desem...


Biliyordum böyle olacağını. Önce nurturia sekte vurdu blog yazılarıma, sonra ig. Ig sekte vurmakla kalmadı, komple yıktı hatta. En son yazımı yazdığımda kışın ortasındaydık, şimdi bahar geliyor, havalar ısınıyor. Yazacak şey elbette yok değil, insan isteyince hergüne bile ufak tefek notlar karalayabilir. Ama işte isteyince, tembellik etmeyince.

Blogu çok seviyorum hala, yazmadıkça, yazamadıkça içimi sızlatan garip bir etkisi var. Açıp bakmaya utanıyorum öyle zamanlarda, yazmalıyım diyorum...Olmuyor...

Biraz da ıssız kaldı sanki buralar. Eskiden yazılar da çoktu, yorumlar da. Karşılıklı söyleşir gibiydik. Oysa şimdi kimseler okumuyor sanki, öyle olunca da itici güçlerden biri olan okunduğunu bilmek etkisini kaybediyor. Ama ben de okumuyorum yalan değil, ne oldu sahi böyle?


Her sene topladığım üzüm sümbülleri açtı yine. Geçen sene bunların kocaman bir tarlasını bulup, bir sürü fotoğraf çekilmiştik Defne ile. Yine yapmalı...

Elime alamadığım keçelerimle barıştım. İyi ki de barıştım, çok zevk aldığım çok cici şeyler yaptım. yarım yamalak da bir sürü işim var, tığ işleri, etaminler. Hepsi bitecek ama:)

Defnoş da büyüdü, kocaman oldu, çok istediği, sayıklayıp durduğu baleye başladı. Çok arıza halleri azaldı, makul halleri çoğaldı. Kısaca iyiyiz. Tek isteğim bundan sonra daha sık buralarda olabilmek.
Sevgiyle...


Instagram


Kısa bir süreden beri oradayız. Bekleriz...
Aynı isimle "fusundefne"

Herkese iyi haftasonları...

Birtakım işler...


Hastalıktan, öksürükten, işten-güçten, gezmeden-tozmadan fırsat buldukça uğraştığım şeylerden bir kaçı. Keçeyle arama giren soğukluk, havalar soğudukça yerini sıcaklığa bıraktı. Bir de tığ işine el attım, hem seviyorum hem bitene kadar beklemeye sabrım yok, kolum tutulana kadar örüyorum da örüyorum.

Mantar ev ilk sık iğne denemem oldu ve şablonsuz modelsiz atmasyon şeklinde yapıldı. Çatısının daha büyük olmasını hayal etmiştim, bir dahakine artık...

Ufak tefek hediyecikler topluyorum, bir yandan da kendim yapıyorum. Biriktikçe paketleyip postalıyorum. Yılın bu zamanını gerçekten çok seviyorum.
Kar da başladı, daha ne isterim...



 Bu dağınıklığı da seviyorum:)


12.12.12


Herkes 12.12.12 'den birşeyler bekleyedursun, asıl benim için önemli bugün. Önemi de bir yaş daha yaşlanmaktan geliyor, başka da bir numarası yok hani:)


Bu ciciler geleli çok oluyor ama elim değip de paylaşamamıştım. Sanki hepsini kendim seçmişim gibi. Görünce nasıl sevdim nasıl mutlu oldum anlatamam. Benim için erken doğumgünü/yılbaşı sürprizi oldular. Çooook ama pek çok teşekkürler Özgecim.



Haftasonu Defne ilk kez Ankara'yı gördü. Ani bir kararla anne kız bindik otobüse gittik. Kuzum çok iyi bir yol arkadaşı oldu bana. Özellikle dönerken neredeyse tüm yol boyu uyuyarak beni çok mutlu etti. Dayısını, kuzenini gördü. Bir de sergi gezdik beraber. Şahaneydi. İyi ki gitmişiz diyorum.

Arayı soğutmadan bir iki yeni yıl postu da yazabilsem süper olacak.

Yeni yıl havası vs vs


Bu gece biraz süs yapıyorum.



Maymun


Etamine başlayıp sonra sıkılıp kitap arasında bulduğum yaprakla mumluk yapmama, CK hayaliyle bilgisayar karşısına oturup bir anda kendimi Belle and Boo kargosunun peşinde bulmama, gündüz internette gördüğüm tığ işine eve gelir gelmez başlayıp diğer tüm işleri rafa kaldırmama tek sebep yeni peydahlanan maymun iştahım olmalı. Yoksa ben gerçekten hiç böyle değildim, hem de hiç...






Herşey bekleyedursun, ben henüz ne işe yarayacağını bile bilmediğim bu "şeyi" örüp duruyorum ve hatta bitirmeye pek yaklaştım. Bir de beyazını sonra kırmızısını yapayım diyorum. Keyif aldığım şeylere ayıracak daha çok vaktim oluyor sanki bu mevsimde ve daha çok isteğim bir de.
Kışı seviyorum...

Belle and Boo - Here we go!


Başladık, bakalım ne zaman sonu gelir... Heves çok, pek çok hem de, malzemeler de tamam. Ama azcık zor muymuş ne:)


İpleri bu siteden aldım. Aynı gün kargoya verip bir sonraki gün elime ulaşmasını sağladılar. Hızlı gönderim ve özenli paketlemenin profesyonelliği bir yana, hala ilk günkü heyecanı duyduklarını hissettiren sürpriz hediyeleri minik lavanta kesesi bir yana:) Mis kokular eşliğinde kavuştum iplerime...
Related Posts with Thumbnails